• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Teknopark ve Ar-Ge/Tasarım Merkezi yapılanması olan firmaların yapacağı %2 yatırımın uygulaması ve ekstra avantajları

Teknopark ve Ar-Ge/Tasarım Merkezi yapılanması olan firmaların yapacağı %2 yatırımın uygulaması ve ekstra avantajları

            Teknopark ve Ar-Ge/Tasarım Merkezin yapılanmaları olan işletmelerin 2022 yılında gündeminde olan yatırım yapma zorunluluğu mevcut düzenlemeler çerçevesinde tam bir bulmaca haline dönüşmüş durumda. Yatırım yapılacak seçeneklerin getirdiği ekstra avantajlarla konuyu yönetmeye çalışmak isteyen firmaların çok dikkatli ve bilinçli davranması gerekecektir. Gidilmesi gereken yolların ve getirilerin etraflıca bilinmesi yatırım yapanlara avantaj olarak dönmesi anlamını taşıyor.

         Bu çerçevede, Teknopark ve Ar-Ge/Tasarım Merkezi yapılanması olan firmaların yapacağı %2 yatırımın uygulaması ve ekstra avantajlarını ele aldığım değerlendirmeyi dikkatinize sunarım.

3 Şubat 2021 tarihinde yürürlüğe giren 7263 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile; 1/1/2022 tarihinden itibaren verilecek yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamesinde; 4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu Kapsamında istisna edilen kazançları tutarı ile 5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamında yıllık beyanname üzerinden yararlanılan indirim  tutarı 1.000.000 Türk lirası ve üzerinde olan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından bu tutarların yüzde ikisinin girişim sermayesi olarak değerlendirilmesi zorunlu hale gelmiştir.

“ TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

Kanun No. 7263 

MADDE 6 – 4691 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 3– 1/1/2022 tarihinden itibaren geçici 2 nci madde kapsamında yıllık beyanname üzerinden istisna edilen kazançları tutarı 1.000.000 Türk lirası ve üzerinde olan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından, bu tutarın yüzde ikisi pasifte geçici bir hesaba aktarılır. Bu fıkra kapsamında aktarılması gereken tutar yükümlülüğü, yıllık bazda 20.000.000 Türk lirası ile sınırlıdır. Bu tutarın, geçici hesabın oluştuğu yılın sonuna kadar Türkiye’de yerleşik girişimcilere yatırım yapmak üzere kurulmuş girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması veya girişim sermayesi yatırım ortaklıkları ya da bu Kanun kapsamındaki kuluçka merkezlerinde faaliyette bulunan diğer girişimcilere sermaye olarak konulması şarttır. Söz konusu tutarın ilgili yılın sonuna kadar aktarılmaması durumunda, bu Kanun kapsamında yıllık beyanname üzerinden istisna edilen kazançlar tutarının yüzde yirmisi, ilgili yılda yararlanılan gelir ve kurumlar vergisi istisnasına konu edilemez. Bu tutar nedeniyle zamanında alınmayan vergiler vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın tarh edilir. Cumhurbaşkanı bu fıkrada yer alan tutar ve oranları birlikte ya da ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye, beş katına kadar artırmaya yetkilidir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 19 – 5746 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin …  maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

(14) 1/1/2022 tarihinden itibaren 3 üncü madde kapsamında yıllık beyanname üzerinden yararlanılan indirim tutarı 1.000.000 Türk lirası ve üzerinde olan kurumlar vergisi mükellefleri tarafından, bu tutarın yüzde ikisi pasifte geçici bir hesaba aktarılır. Bu fıkra kapsamında aktarılması gereken tutar yükümlülüğü, yıllık bazda 20.000.000 Türk lirası ile sınırlıdır. Bu tutarın, geçici hesabın oluştuğu yılın sonuna kadar Türkiye’de yerleşik girişimcilere yatırım yapmak üzere kurulmuş girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması veya girişim sermayesi yatırım ortaklıkları ya da 4691 sayılı Kanun kapsamındaki kuluçka merkezlerinde faaliyette bulunan girişimcilere sermaye olarak konulması şarttır. Söz konusu tutarın ilgili yılın sonuna kadar aktarılmaması durumunda, bu Kanun kapsamında yıllık beyanname üzerinden indirim konusu yapılan tutarın yüzde yirmisi, ilgili yılda yararlanılan Ar-Ge indirimine konu edilemez. Bu tutar nedeniyle zamanında alınmayan vergiler vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın tarh edilir. Cumhurbaşkanı bu fıkrada yer alan tutar ve oranları birlikte ya da ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye, beş katına kadar artırmaya yetkilidir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”

İlgili düzenlemeler kapsamında gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından, bu tutarın yüzde ikisi pasifte geçici bir hesaba aktarılması gereklidir. Aktarılması gereken tutar yükümlülüğü, yıllık bazda 20.000.000 Türk lirası ile sınırlandırılmıştır.

Aktarılması gereken tutarın, geçici hesabın oluştuğu yılın sonuna kadar;

  1. Türkiye’de yerleşik girişimcilere yatırım yapmak üzere kurulmuş girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması,
  2. Girişim sermayesi yatırım ortaklıkları,
  3. 4691 Sayılı Kanun kapsamındaki kuluçka merkezlerinde faaliyette bulunan diğer girişimciler,

seçeneklerinden birine sermaye olarak konulması şarttır. Söz konusu tutarın ilgili yılın sonuna kadar aktarılmaması durumunda, bu Kanun kapsamında yıllık beyanname üzerinden istisna edilen kazançlar tutarının yüzde yirmisi, ilgili yılda yararlanılan gelir ve kurumlar vergisi istisnasına konu edilemez.

10.02.2022 tarihinde yayımlanan Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinin Girişim Sermayesi uygulamalarını düzenleyen 35/C Maddesinde ve ilgili gerekçesinde bu zorunluluğun 1.1.2021-31.12.2021 Vergilendirme Dönemi için yapılan yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamesinde beyan edilen 4691 Sayılı Kanun’un geçici 2 nci maddesi kapsamında istisna edilen kazançları kapsadığı anlaşılmaktadır. Hali hazırda 5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile ilgili bir yönetmeliğin yayımlanmadığını değerlendirmekle beraber yine Ar-Ge ve Tasarım Merkezi firmalar içinde bu düzenlemelerin 2021 yılı için geçerli olduğunu aşikardır.

Girişim Sermayesi Yatırım Zorunluluğunun Uygulama ve Muhasebe Yansımaları

7263 Sayılı Kanun’la getirilen düzenlemeye dair hali hazırda muhasebe kayıtlarının nasıl olması gerektiğini ifade eden bir yönetmelik, tebliğ bulunmamaktadır. Bu konuda değerlendirmeyi ilgili kanun metni ve Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinin Girişim Sermayesi uygulamalarını düzenleyen 35/C Maddesinde yazanlar çerçevesinde ele almakla beraber, Kurumlar Vergisi Kanunun bu düzenlemeye benzer amaçları gözeten düzenlemelerine göre ele almak gerekmektedir.

7263 Sayılı Kanun’la 4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ve 5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanuna eklenen düzenlemelerde uygulamaya ilişkin iki husus öne çıkmaktadır.

Öne çıkan hususlardan birisi Girişim Sermayesi düzenlemesine ilişkin zorunluluğu bulunan firmaların bu tutarın yüzde ikisini pasifte geçici bir hesaba aktarması gerekliliğidir. Bu konuda detaylı bir ikincil düzenleme olmadığı için yüzde ikinin (ilk uygulama için 2021 Yılı Karından) kardan ayrılması gereken bir tutar olup, olmadığı tartışma konusudur. (2021 Yılı Karı) Geçmiş yıl karından ilgili tutarın geçici bir hesaba aktarılması durumunda ortaklara dağıtılması mümkün olan karın azalması söz konusudur.

Diğer taraftan Kurumlar ve Gelir Vergisi Vergisinden istisna olan faaliyetlerinin karlı olduğu fakat istisnaya konu olmayan diğer faaliyetlerin zararla sonuçlanması neticesinde toplamda Dönem Zararı olan işletmelerin ilgili tutarın geçici bir hesaba aktarılması durumunda zararlarının daha fazla oluşması söz konudur.

Örneğin; Teknopark faaliyetlerinde 1.500.000 TL Kazancı olan bir işletmenin diğer faaliyetlerinden 2.500.000 TL zararı olduğunu değerlendirdiğimizde, ilgili işletmenin bilançosuna yansıyan net zararı 1.000.000 TL olacaktır. Teknopark Kazancının yüzde 2 si olan 30.000 TL’nin geçici bir hesaba aktarılması durumunda bilançosunda yer alacak zararının 1.030.000 TL olması gibi bir doğal sonuç karşımıza çıkmaktadır.

Ayrıca bu örnekteki işletmenin %2 yatırım tutarı olan 30.000 TL’yi ilgili yılın sonuna kadar yatırıma yönlendirmediğini düşündüğümüzde yasaya göre belirlenen “Kanun kapsamında yıllık beyanname üzerinden indirim konusu yapılan tutarın veya kazanç istisnasının yüzde yirmisinin iptal edilmesi” yaptırımının bu firmaya bir kayıp olarak dönüp, dönmeyeceğidir.

Örnekteki işletmenin bu durumda 1.500.000 TL olan kazanç istisnasının %20’si olan 300.000 TL’nin istisnadan düşülmesiyle 1.200.000 TL kazanç istisnasının olması söz konusudur. Bu durum %20 olan 300.000 TL kazancın vergiye tabi bir kazanca dönüşmesi anlamına gelmektedir. Şirketin kurumlar vergisinden istisna olmayan faaliyetlerden doğan zararı olduğu için iptal edilen 300.000 TL ilgili firmaya bir vergi doğurmayacak, sadece mevcut zararı azaltacaktır. Bu örnekte olduğu gibi kurumlar vergisinden istisna olmayan faaliyetlerden doğan zararın azaltılması ilgili firmaya somut bir yaptırım mıdır tartışılabilir.

Yatırım yapılmaması durumunda zararı olan işletmelere yansıyan yaptırım devreden zararın azaltılması olacaktır.

  2021Yılı Kurumlar Vergisi Beyanı Kazanç istisnasının yüzde yirmisinin iptal edilmesi
Ticari Bilanço Zararı -1.000.000 -1.000.000
Kanunen Kabul Edilmeyen Gider    
Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisna ve İndirimler (TGB Kazanç İstisnası) -1.500.000 -1.200.000
Dönem Net Zararı -2.500.000 -2.200.000

Görüldüğü üzere, dağıtılabilir karın azalması ile mevcut zararın artması, yatırım yapılmaması durumunda iptal edilen kazanç istisnasının göreceli sonuçları ile ve geçici hesaba aktarılan tutarın akıbetinin ne olacağı da belirlenmiş değildir.

İlgili düzenlemelerde öne çıkan ikinci husus ise yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamesinde yazan indirim ve istisna edilen kazancın esas alınması ve ilgili beyanın yapılmış olmasıdır. Bu husus çerçevesinde birkaç konu daha gündeme gelmektedir.

2021 yılına ilişkin Kurumlar Vergisi Beyannamesi beyan edilmeden girişim sermayesi zorunluluğu kapsamında eyleme geçmekte kanun düzenlemesi bakımından mümkün değilmiş gibi görünüyor. İlgili işletmenin yatırım fırsatı olarak değerlendirdiği bir girişime yıllık Kurumlar/Gelir Vergisi Beyannamesi beyan edilmeden önce (Nisan 2022’den önce) yatırdığı sermayenin bu kapsamda olmayacağı sonucu iddialı gibi gözükse de kanunen mümkün gibi.

İkinci öne çıkan husus çerçevesinde Teknoparkta faaliyet gösteren firmaların proje bazlı kazanç istisnası uygulaması durumuna dair nasıl hareket edeceğidir. Örneğin; bölgede faaliyet gösteren işletmenin 2 projesi olsun. Bu projelerden birinde 1.500.000 TL kazanç elde ettiğini ve bu tutarı Kurumlar Vergisi Beyannamesinde Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Elde Edilen Kazanç olarak beyan ettiğini, diğer projeden doğan 250.000 TL zararını da Kanunen Kabul Edilmeyen Gider olarak beyan ettiğini varsayalım. Bu örnekteki firmanın 250.000 TL zararını projeden yani 4691 Sayılı Kanun’da ifade edilen faaliyetlerden doğan bir zarar olduğunu görmezden gelip sadece kazanç olarak yazdığı 1.500.000 TL üzerinden %2 oranında Girişim Sermayesi uygulamasını mı? beklemeliyiz. Örnekteki firmanın Kar-Zararını netleştirerek 1.250.000 TL olarak Kurumlar Vergisi Beyannamesinde Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Elde Edilen Kazanç olarak beyan etmesi beyanname sistemi bakımından da mümkün değildir.

Bu konuda benzer bir durumda Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri için söz konusudur. İlgili firmalar Ar-Ge/Tasarım İndirimini zararları dolayısıyla kullanamamakta veya kısmen kullanmaktadırlar. Kullanılmayan veya Kısmen kullanılmayan tutarlar Gelecek Yıla Devreden indirim olarak beyan edilmektedir. 5746 Sayılı Kanun’un 3’üncü madde kapsamında yıllık beyanname üzerinden yararlanılan indirim tutarı Girişim Sermayesi uygulamasında kastedildiğini görmekteyiz. Buna göre ilgili yılda yararlanılmayan ama ilgili yılda yapılan ar-ge ve tasarım harcamasından doğan devreden ar-ge/tasarım indirim tutarları bu uygulamada dikkate alınmayacak mı? Bu soruya başka açıdan bir soru daha eklemek mümkün. Daha önceki yıllardan devreden ve yeniden değerleme kapsamında değerlenen indirim tutarlarının ilgili yılda (2021) indirim olarak kullanılması durumunda %2 hesabında dikkate almalı mıyız?

7263 Sayılı Kanun’la 4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ve 5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanuna eklenen Girişim Sermayesi uygulamasına dair bir düzenleme çıkmadığı için birçok sorunun akıllara gelmesi kaçınılmaz.

Mevcut tablo çerçevesinde tereddüt oluşturan konuların ilgili firmalara risk oluşturmaması açısından girişim sermayesinin uygulamasında bu esaslara göre hareket edilmesi yerinde olacaktır.

  • İlgili yatırımların Kurumlar Vergisi Beyanından sonra yapılması yerinde olacaktır.
  • Teknoloji Geliştirme Bölgesinde faaliyet gösteren firmaların %2 hesabında beyan edilen Kurumlar Vergisi Beyannamesinde yazdığı “Teknoloji Geliştirme Bölgesinde Elde Edilen Kazanç” tutarını esas alması ve netleştirme yapmaması kanun amacına binaen yerinde olacaktır.
  • Ar-Ge/Tasarım Merkezi firmalarının ilgili yılda yapılan harcamalardan doğan (indirim konusu yapılamasa da) indirim tutarı ve varsa önceki yıldan devreden ve ilgili yılda indirime konu edilebilmiş indirim tutarını esas alması yerinde olacaktır. İlgili yılda doğan indirimin sonraki yıla devretmesi durumunda dahi 7263 sayılı Kanundan doğan yükümlüğün sonraki yıla devredilmesi yatırıma yönlendirme amacı taşıyan bu düzenleme ile çelişeceği kanaatindeyim. Bu temel gerekçe ile ilgili yılda indirim konusu yapılan önceki yıldan devren indirim tutarının da dikkate alınması yerinde olacaktır.
  • %2’ye isabet eden tutarın geçici hesaba aktarılması esasına göre karın veya zararın dikkate alınması dışında başka bir seçenek gözükmemektedir. Ortaklara dağıtılabilir karın azalması söz konusu olacaktır. Bu kapsamda 549 Özel Fonlar Hesabının Kullanılması ve bu işleme ilişkin kayıtın Gelir/Kurumlar Vergisi Beyanı akabinde yapılması yerindedir.
  • 549 Özel Fonlar Hesabına alınan tutarın akıbetine dair kanunda çerçevesi henüz belirlenmiş olsa da;
  • Amacı dışında herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledilmemesi,
    • İşletmeden çekilmemesi,
    • Ortaklara dağıtılmaması, 
    • Dar mükelleflerce ana merkeze aktarılmaması yerinde olacaktır.
  • Yıl sonuna kadar Girişim Sermayesine yönlendirilecek bu tutarın ilgili tarafa ödenmesi durumunda, sermaye katılım oranına göre ilgili hesabın oluşturulması gerekmektedir. (İştirakler, Bağlı Ortaklar)

Bu uygulama esasları çerçevesinde temel amaca aykırı uygulamalardan kaçınılması yerinde olacaktır. Ülkemizdeki Ar-Ge ve inavasyonun gelişiminde yatırım mekanizmalarının devreye alınması ve gücü yetenin bu mekanizmalara yakıt sağlaması esası ile hareket edilmesi önemli olacaktır. Bununla birlikte kanunla getirilen bir zorunluğunun etraflıca nasıl uygulanması gerektiğine ilişkin düzenlemelerinde devreye alınması mutlak gerekliliktir.

Girişim Sermayesi uygulamasında doğru yatırım alanına yönlendirilmesi ilgili işletmeler için esas konu olmalıdır. Burada yatırım yapılacak şirketlerin, fonların ilgili şirkete kar beklentisi dışında neler katacağı da önemlidir. Bu açıdan yatırım yapanın kar beklentisi dışında stratejik fayda beklentisi bu yatırımlarda öne geçmelidir. Bu çerçeve de doğru yatırıma yönlendirecek bu yolda yol gösterecek yapılanmaların sesine kulak vermekte oldukça önemlidir.

Özellikle Kuluçka Merkezinde yer alan girişimcilere yapılacak yatırımların yatırım yapana getireceği sorumluluklarında olduğunu bilmekte fayda var. Sermayedar olarak yatırım yapılan ilgili şirketin ortağı da olunacağı için, ilgili işletmenin hukuk konularına, mali yükümlülüklerine ortak olunacağı da unutulmamalıdır. Bu konuda özellikle yatırım safhasında ilgili işletmenin tüm yükümlülüklerini ölçmek, denetlemek ve projeleri ile değerlendirmek çok kritiktir. Bu konuda en başta yaptırılacak mali ve hukuki Due Diligence ile konu yönetilebilecektir.

GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM ZORUNLULUĞUNUN GETİRDİĞİ EKSTRA VERGİ AVANTAJLARI

4691 Sayılı Kanun kapsamındaki kuluçka merkezlerinde faaliyette bulunan girişimcilere yatırım yapılırsa ayrıca vergi teşviki mümkün,

7263 Sayılı Kanun ile getirilen %2 oranında Girişim Sermeyesi uygulaması, 4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunun, Geçici 4. Maddesinde belirtilen düzenlemeyi beraberinde gündeme getirmektedir.

4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunun, Geçici 4. Maddesinde; Bölgede faaliyette bulunanlara TGB Kanunu kapsamındaki projelerin finansmanında kullanılmak üzere gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından sağlanan sermaye destekleri, kazancının tespitinde indirim konusu yapılır denilmektedir. İndirim konusu yapılacak tutar yıllık olarak 1.000.000 Türk lirasını aşamamaktadır.

“TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ KANUNU

Geçici Madde 4 – (Ek: 16/2/2016-6676/15 md.)

31/12/2028 tarihine kadar uygulanmak üzere, Bölgede faaliyette bulunanlara bu Kanun kapsamındaki projelerin finansmanında kullanılmak üzere gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından sağlanan sermaye destekleri, beyan edilen gelirin veya kurum kazancının yüzde onunu ve öz sermayenin yüzde yirmisini aşmamak üzere, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesi uyarınca ticari kazancın ve 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesine göre kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılır. İndirim konusu yapılacak tutar yıllık olarak 1.000.000 Türk lirasını aşamaz. Bu maddede yer alan oranları ve parasal sınırı yarısına kadar indirmeye veya dört katına kadar artırmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir. (Değişik cümle:28/1/2021-7263/8 md.) Bu kapsamdaki projelerin finansmanında kullanılmak üzere gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından sağlanan sermaye desteklerinin aktarımından itibaren en az dört yıl boyunca ilgili şirketlerde kalmaması, payların satılması ya da yatırılan sermayenin kısmen ya da tamamen geri alınması halinde indirim dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir.

Bu düzenlemeye göre gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından sağlanan sermaye desteklerinin aktarımından itibaren en az dört yıl boyunca ilgili şirketlerde kalmaması, payların satılması ya da yatırılan sermayenin kısmen ya da tamamen geri alınması halinde indirim dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler gecikme faizi ile tahsil edilmektedir. Gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri tarafından sağlanan sermaye desteğinin, Bölgede faaliyette bulunan işletmelere, sermaye desteğini sağlayan mükelleflerce, işletmenin kuruluşunda veya sonrasında ortak olmak ve sermaye koymak suretiyle sağlanması zorunludur.

İndirim olarak dikkate alınabilecek tutar, gerçek kişiler açısından sermaye desteğinin sağlandığı takvim yılında elde edilen beyana tabi kazanç ve iratların toplam tutarından geçmiş yıl zararları ve tüm indirim ve istisnalar düşüldükten sonra kalan tutarın yüzde onu ile sınırlıdır. Kurumlar vergisi mükellefleri açısından ise sermaye desteğinin sağlandığı hesap dönemi başındaki öz sermayenin yüzde yirmisini aşmamak koşuluyla kurum kazancının en fazla yüzde onu ile sınırlı olup indirim tutarının tespitinde kurum kazancı olarak ticari bilanço kârı veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderler eklenmek ve geçmiş yıl zararları ile varsa tüm indirim ve istisnalar düşülmek suretiyle bulunan tutar [Ticari bilanço kârı (zararı) + kanunen kabul edilmeyen giderler-geçmiş yıl zararları-tüm indirim ve istisnalar] dikkate alınacaktır.

Kanun Maddesinde belirtilen bu indirim tutarının yukarıda ifade ettiğim üzere birtakım esasları mevcuttur. Kazancın yüzde 10’nu, Öz Sermayenin yüzde 20’si ve 1.000.000 TL üst sınır olması gibi. Şartlarının sağlandığı durumunda yatırım yapan ilgili firma 1.000.000 TL’sini geçmeyecek şekilde Kurumlar Vergisinden bir indirim hakkı kazanmış olacaktır.

7263 Sayılı Kanun’la getirilen Girişim Sermayesi Uygulamasında yatırım yapılabilecek alanlar içerisinde;

4691 Sayılı Kanun kapsamındaki kuluçka merkezlerinde faaliyette bulunan diğer girişimciler,

olduğunu tekrar ifade etmek yerinde olacaktır. Bu kanunda yatırım alanı olarak belirlenen Kuluçka Merkezi teknopark firmasının yine 4691 Sayılı Kanun’un Geçici 4. Maddesinde “Bölgede faaliyette bulunanlara” ifadesinde de kendine yer bulduğunu görmekteyiz.

Buna göre, Bölgede faaliyette bulunan ve yani Kuluçka Merkezinde faaliyette olan girişimci firmalara projelerin finansmanı için yatırım yapılması iki düzenlemenin de yerine getirilmesi anlamına gelebilecektir.

Örneğin; X AŞ’nin Ar-Ge Merkezi mevcuttur. Firma 2021 yılında 2.000.000 TL Ar-Ge İndirimini ticari kazancından indirmiştir. Firmanın Öz Kaynak Tutarı: 20.000.000 TL, Kazancı 10.000.000 TL dir.

X AŞ’nin 7263 Sayılı Kanun Kapsamında Ar-Ge İndiriminin %2 si olan 40.000 TL’sini 2022 yılı sonuna kadar yatırıma yönlendirmesi gerekmektedir. Firma 40.000 TL’sini 2022 yılı içinde Teknoloji Geliştirme Bölgesinde Kuluçka Merkezinde faaliyette bulunan KM AŞ’ye sermaye olarak koymuştur. Özel hesapta karşılıkta ayırmıştır.

Buna göre X AŞ 7263 sayılı kanunda yer alan düzenlemeye göre ilgili zorunluluğu yerine getirmiştir.

Diğer taraftan X AŞ Kuluçka Merkezindeki firmaya yatırım yaptığı için 4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu Geçici 4. Maddesi kapsamında da indirim hakkına sahiptir.

Firmanın Öz kaynak tutarının %20’si 4.000.000 TL, Kazancının %10’unu 1.000.000 TL’dir. Buna göre istisna uygulanabilir en üst sınır firma için 1.000.000 TL olarak hesaplanmıştır.

Firmanın yaptığı 40.000 TL tutarındaki sermeye yatırımı 4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu Geçici 4. Maddesi kapsamında X AŞ tarafından 2022 yılında İndirim olarak dikkate alınabilecektir. X AŞ yaptığı 40.000 TL’lik yatırım için Kurumlar Vergisinde 10.000 TL vergi avantajı yaratabilecektir.

Yukarıdaki örnekte olduğu gibi 4691 Sayılı Kanun kapsamındaki kuluçka merkezlerinde faaliyette bulunan girişimcilere yatırım yapılırsa vergi teşviki mümkün olmaktadır. Bu kapsamda Kuluçka Merkezi firmaları 7263 sayılı Kanunda sayılan, – Türkiye’de yerleşik girişimcilere yatırım yapmak üzere kurulmuş girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması, – Girişim sermayesi yatırım ortaklıkları seçeneklerinden daha avantajlı denilebilir. Ancak tamda öyle değil.

Girişim Sermayesi Fonlarının Vergi Avantajları Değerlendirilmeli,

6322 sayılı Kanunla Vergi Usul Kanununa eklenen 325/A maddesiyle kurumlar vergisi mükelleflerine, girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına sermaye olarak konulması veya girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması amacıyla, ilgili dönem kazancından girişim sermayesi fonu ayırabilme imkanı getirilmiştir.

6322 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesine eklenen (g) bendi ile de Vergi Usul Kanununun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirim konusu yapılabilecektir.

Girişim sermayesi fonunun indirim konusu yapılabilmesi için;

  • İlgili yılda ayrılan fon tutarının beyan edilen gelirin %10’unu, toplam fon tutarının ise öz sermayenin %20’sini aşmaması (İki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.),
  • Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar Türkiye’de kurulmuş veya kurulacak olan ve Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması,
  • Ayrılan fon tutarının ilgili yılın kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmesi gerekmektedir.

İndirim tutarının hesaplanması

İndirim tutarının tespitinde beyan edilen gelir olarak ticari bilanço kâr veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderler eklenmek ve geçmiş yıl zararları ile varsa tüm indirim ve istisnalar düşülmek suretiyle bulunan tutar [Ticari bilanço kârı (zararı) + kanunen kabul edilmeyen giderler – geçmiş yıl zararları – tüm indirim ve istisnalar] dikkate alınacaktır.

Vergi Usul Kanununun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu ilgili dönem kazancından ayrılacağından, pasifte özel bir fon hesabına alınacak tutar hesap dönemi sonu itibarıyla tespit edilebilecektir. Bu çerçevede, fon hesabına alınma işleminin, izleyen hesap döneminin başından itibaren kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması gerekmektedir. Bu şekilde, indirim konusu yapılacak olan kazanç tutarı, ilgili dönemin genel sonuç hesaplarına yansıyacak olup kurumlar vergisi beyannamesinin ilgili satırında gösterilmek suretiyle de indirimden yararlanılabilecektir.

Dolayısıyla geçici vergilendirme dönemlerinde fon ayrılması ve indirim uygulamasından yararlanılması mümkün değildir.

Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların mükelleflerce pasifte geçici bir hesapta tutulması, fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması gerekmektedir. Söz konusu yatırımın yapılmaması halinde, indirim konusu yapılan tutar nedeniyle tahakkuk ettirilecek vergi gecikme faizi ile birlikte mükelleften tahsil edilecektir.

Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılmakla birlikte, girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların;

– Amacı dışında herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledilmesi,
– İşletmeden çekilmesi,
– Ortaklara dağıtılması, 
– Dar mükelleflerce ana merkeze aktarılması,
– Mükelleflerce işin terki,
– İşletmenin tasfiyesi, devredilmesi veya bölünmesi,
– Girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinin veya girişim sermayesi yatırım fonu katılma paylarının elden çıkarılmasından itibaren altı ay içinde aynı amaçla yeniden kullanılmaması hallerinde, bu işlemlerin yapıldığı veya sürenin dolduğu dönemde diğer kazançlarla ilişkilendirilmeksizin vergiye tabi tutulması gerekmektedir. Dolayısıyla, bu fon tutarları, beyan edildiği döneme ilişkin dönem zararı, geçmiş yıl zararları, indirim ve istisnalar ile ilişkilendirilmeksizin vergilendirilecektir.

6322 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesine eklenen (g) bendi ile ilgili genel uygulama çerçevesini yukarıda değindikten sonra 3 Şubat 2021 tarihinde yürürlüğe giren 7263 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile uygulanması gereken Girişim Sermayesi zorunluluğunu birlikte ele alan bir örneği görmekte fayda olacaktır. Bir örnek ile elde edilen avantajlar ve uygulamada birbirine temas noktaları görmüş olabiliriz.

Örnek: 

Hesap dönemi takvim yılı olan (A) A.Ş.’nin 2021 yılı dönem sonu öz sermayesi 800.000.000 TL olup, şirket 2021 yılında 17.000.000 TL kazanç elde etmiştir.

Şirketin ayrıca, 3.000.000 TL kanunen kabul edilmeyen gideri, 5.000.000 TL istisna kapsamında teknopark kazancı, 2.000.000 TL yatırım indirimi tutarı ve 2020 yılından 3.000.000 TL geçmiş yıl zararı bulunmaktadır.

Şirket beyan edilen gelirin [17.000.000+3.000.000-5.000.000-2.000.000-3.000.000=10.000.000] %10’u olan 1.000.000 TL’yi girişim sermayesi fonu olarak ayırarak özel fon hesabına almıştır.

Bu durumda (A) A.Ş., beyan edilen gelirin %10’unu ve dönem sonu öz sermayesinin %20’sini aşmayacak şekilde ayırdığı girişim sermayesi fonunu, 25/4/2022 tarihine kadar vereceği 2021 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde indirim konusu yapabilecektir. 

İlgili işletme Nisan 2022 ayında Kurumlar Vergisi Beyannamesini beyan ettikten sonra 7263 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile uygulanması gereken Girişim Sermayesi zorunluğunu yerine getirmek için (5.000.000 TL) teknopark kazancının % 2’si olan 100.000 TL’yi Özel Fonlar hesabına aktarmıştır.

  • A.Ş.’nin Nisan sonu itibariyle Özel Fonlar Hesabı aşağıdaki gibi oluşmuştur.
549 Özel Fonlar Hesabı 1.100.000,00
549.01 KVK 10/g Gereğince Özel Fon 1.000.000,00
549.02 7263 Sayılı Kanun Gereğince Özel Fon    100.000,00

Şirket Haziran 2022 tarihinde Türkiye’de yerleşik girişimcilere yatırım yapmak üzere kurulmuş girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması amacıyla GSYF’na 1.100.000 TL yatırmıştır.

Buna göre ilgili işletme KVK 10/g Gereğince ve 7263 Sayılı Kanun Gereğince sorumluluklarını yerine getirmiştir. 1.100.000 TL’den daha düşük yatırım yapması durumunda eksik kalan tutar için ilk önce 7263 Sayılı Kanun gereğince kazanç istisnası iptali yapılmalıdır.

         Bu örnekten hareketle; işletmelerin 7263 Sayılı Kanun gereğince GSYF’na yatırım yapması aynı tutar için KVK 10/g kapsamında ayrıca bir indirim doğurması anlamına gelmeyeceği kanaatindeyim. Hali hazırda iki düzenlemenin amacı ve hesaplama esasları birbirinden farklıdır. KVK 10/g kapsamında Kurumlar Vergisinden indirilebilir fon tutarı beyan edilen gelirden hesaplanırken, 7263 Sayılı Kanun gereğince hesaplanan %2’lik tutar istisna (veya indirim) edilen tutardan hesaplanmaktadır. 7263 Sayılı Kanun gereğince hesaplanan %2’lik tutarın KVK 10/g kapsamında istisna edilebilir bir indirim sağlayacağı oldukça iddialı bir bakış açısıdır.

7263 Sayılı Kanun gereğince Girişim Sermeyesi Fonlarına yapılan yatırımların Kuluçka Merkezi firmalarına yapılan yatırımlara kıyasla daha az vergi avantajı yarattığını ifade etmek Kurumlar Vergisi Kanunun 10. Maddesinin varlığı düşünüldüğünde pek mümkün değildir.

İster 7263 Sayılı Kanun gereğince bir zorunluluk olduğu için, ister KVK 10/g Gereğince bir vergi avantajı yarattığı için olsun, Ar-Ge ve İnovasyona yapılan bu yatırımların yatırım yapana ve ülkemize sağlayacağı faydaların zamanla ortaya çıkacağına inanıyorum.

Sonuç olarak yukarıda değindiğim tüm süreçlerin bir bulmacayı andırdığı ortadadır. Her firmanın toplam faydayı artıracak şekilde planlama yapması yerinde olacaktır. Toplam fayda hem mali fayda hem de yatırım yapılan fondan, firmadan sağlanacak stratejik fayda toplamıdır. Bu yolda vergi otoritesinin de tüm gri alanları hızlıca netleştirmesi oldukça zaruridir

  
755 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın