• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur farkları için fatura düzenlenmesi

Kur farkları ile ilgili olarak fatura düzenlenmesi konusunda Vergi Usul Kanunu’nda açık bir düzenleme yoktur. Ancak 1 seri nolu KDV Uygulama Genel Tebliğinde yapılan açıklamaya göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında lehine doğan kur farkı oluşan kişi satıcı ise satıcı, alıcı ise alıcının kur farkı faturası düzenlemesi gerekir. Genel Tebliğin ilgili kısmı aşağıdaki gibidir.

“5.3.Kur Farkları

Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibarıyla vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanır.

Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.

Yıl sonlarında ve geçici vergi dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farkları üzerinden KDV hesaplanmaz.”

Özelgelerde kur farkları için fatura düzenlenmesi konusu

Avans ödemesinden kaynaklanan kur farkları ile ilgili olarak İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından 2007 yılında verilmiş bir özelgede, daha sonradan alım satımla ilgili olarak düzenlenecek faturanın kur farklarının etkilerini de içerecek olması dolayısıyla, kur farkları ile ilgili olarak ayrıca bir fatura düzenlenmesine gerek bulunmadığı ifade edilmiştir. Özelge metni aşağıdaki gibidir.

İVDB Özelgesi, 19.06.2007, 4800, (www.mevbank.com, Erişim:23.07.2008)

“Alıcının satıcıya avans olarak yaptığı ödemeler dolayısıyla ödemelerin yapıldığı tarih ile faturanın tanzim edildiği tarih arasında alıcı lehine oluşan kur farkları ile satıcı firma aleyhine oluşan kur farkları, mal ve hizmet bedelinden mahsup edilerek emtianın maliyetine dönüştüğünden, bir başka ifade ile satıcı firma tarafından düzenlenmesi zorunlu olan fatura, kur farklarını da içerdiğinden kur farkları dolayısıyla alıcı tarafından fatura düzenlenmesi gerekmemektedir.”

 

İstanbul Defterdarlığı tarafından 2005 yılında verilmiş olduğu bir özelgede, döviz olarak kesilen bir fatura bedelinin döviz olarak 45 gün sonra tahsil edilmesi halinde, döviz cinsinden cari hesap bakiyesinin kapandığını ancak TL olarak cari hesap bakiyesinin ise borç bakiyesi veren bir durumda, alıcı firmanın kur farkı faturası kesmesine gerek bulunmadığını, söz konusu tutarın doğrudan doğruya 780 Finansman Giderleri hesabına gider kaydedilebileceği görüşündedir. Defterdarlık söz konusu özelgeyi, Gelirler Genel Müdürlüğü’nün alınan avanslarla ilgili olarak vermiş olduğu bir yazıya dayanarak vermiştir. GGM’nin vermiş olduğu görüş oldukça yerindedir. Zira avans alınması halinde, kural olarak avans için fatura düzenlenmemekte ve dolayısıyla mal bedeli için düzenlenen fatura, oluşan kur farkını kavramaktadır. Bu nedenle kur farkı için fatura düzenlenmemesi oldukça normaldir. Söz konusu özelgenin ilgili kısmı aşağıdaki gibidir.

İD Özelge, T.09.02.2005, Sayı.1044, (www.ivdb.gov.tr, Erişim:15:06.2008)

“İlgi dilekçenizde, USD cinsinden 09/11/2004 tarihinde kesilen faturanın USD olarak 24/12/2004 tarihinde tahsil edilmesinde USD cari hesabınızın “0”, TL cari hesabınızın ise borç bakiyesi verdiği belirtilerek cari hesabınızın kapatılabilmesi için belgesiz olarak aradaki kur farkını 780 Finansman Giderlerine atıp atamayacağınız, bu işlemin yapılabilmesi için alıcının firmanıza kur farkı faturası kesmesinin gerekip gerekmediği hususlarında görüş talep edilmektedir….

Diğer taraftan benzer bir konuda Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünden alınan 17/09/1998 tarih ve B.07.0.GEL.0.29/2949-280-272-32756 sayılı yazıda ; “…Alcının satıcıya avans olarak yaptığı ödemeler dolayısıyla ödemelerin yapıldığı tarih ile faturanın tanzim edildiği tarih arasında alıcı lehine oluşan kur farkları ile satıcı firma aleyhine oluşan kur farkları, mal ve hizmet bedelinden mahsup edilerek emtianın maliyetine dönüştüğünden, bir başka ifade ile satıcı firma tarafından düzenlenmesi zorunlu olan fatura, kur farklarını da içerdiğinden kur farkları dolayısıyla alıcı tarafından fatura düzenlenmesi gerekmemektedir.” denilmiştir.

Bu açıklamalar uyarınca söz konusu kur farkları için alıcı ……………Genel Müdürlüğü TV Dairesi Başkanlığı tarafından şirketiniz adına fark faturası düzenlenmesi gerekmemekte olup 780 Finansman giderleri hesabına kaydedilmesi mümkün bulunmaktadır.”

 

Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 2005 yılında verilen bir özelgede, yapılan bir tecil terkin işleminde mal bedelinin dövize endeksli olarak belirlenmesi durumunda alıcının kur farkı için fatura düzenlemesi gerektiği ifade edilmiştir. Özelge metni aşağıdaki gibidir.

GİB Özelge, T.28.01.2005, Sayı. B.07.0.GEL.0.55/5511-2329/4043, (www.gib.gov.tr, Erişim: 15.06.2008)

“Tecil terkin uygulaması kapsamında satın alınan mallara ait bedelin dövize endeksli olarak belirlenmesi durumunda, ortaya çıkan aleyhte kur farkları ihracatçı tarafından düzenlenecek fatura ile belgelendirilecek ve kur farkı üzerinden katma değer vergisi hesaplanmak suretiyle ihracatçı tarafından beyan edilerek ödenecektir.”

 

Beyoğlu Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından 2002 yılında verilen bir özelgede, alıcı lehine kur farkı doğması ve alıcının KDV mükellefi olmadığı durumlarda, kur farkından ötürü alıcı adına gider pusulası düzenlenmesi ve gider pusulası üzerinde KDV’nin gösterilmesi görüşü ifade edilmiştir. Özelge metni aşağıdaki gibidir.

Beyoğlu VDB Özelgesi, T.27.11.2002, Sayı. B.07.4.DEF.0.34.38.30/GLR-23343, (Vergi Sorunları, Sayı.187, Nisan 2004, s.184).

“Satıcı aleyhine ortaya çıkan kur farkları ise Katma Değer Vergisi Kanununun 35’inci maddesi kapsamında “matrahta değişiklik” olarak değerlendirileceğinden aşağıdaki şekilde düzeltilmesi gerekmektedir:

  1. Alıcı ve satıcının katma değer vergisi mükellefi olmaları durumunda, alıcı lehine oluşan kur farkı nedeniyle bu defa alıcının ilk faturaya atıfta bulunarak, aynı şekilde (kur farkı geliri + KDV) satıcıya bir fatura düzenlemesi ve faturadaki katma değer vergisini satıcıdan tahsil etmesi gerekmektedir.
  2. Alıcının mükellef olmadığı durumlarda ise, satıcının kurda meydana gelen azalma tutarında alıcı adına gider pusulası düzenlemesi ve buna ilişkin katma değer vergisini de gider pusulası üzerinde ayrıca göstermesi gerekmektedir.

Aynı şekilde, işlem bedeli başlangıçta katma değer vergisi dahil tutar olarak belirlenmiş ise verginin toplam kur farkı üzerinden iç yüzde yoluyla hesaplanması ve düzenlenen bu faturadaki katma değer vergisinin de söz konusu işlemin tabi olduğu oran üzerinden hesaplanması gerekmektedir.”

 

Danıştay’ın kur farklarına fatura düzenlenmesi konusundaki görüşü

Danıştay, yabancı para esas alınarak çalışılan taşeron firmaya yaptırdığı işler nedeniyle lehine kur farkı doğan bir mükellefin, bu kur farklarıyla ilgili olarak fatura düzenlenmesine gerek bulunmadığına hükmetmiştir. Söz konusu Danıştay kararının ilgili kısmı aşağıdaki gibidir. (Dnş.11.D., T.23.02.2000, E.1998/2188, K.2000/705, (Kaynak: http://www.mevbank.com, Erişim:23.07.2008))

“Ancak taşeron firmaya yükümlü şirketin fatura düzenlemesini gerektiren herhangi bir mal teslimi veya hizmet ifası bulunmamaktadır.”

Bize göre Danıştay kararı hukuka uygun olup kur farkları için belge düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır. Fatura satılan bir mal veya yapılan bir hizmet için düzenlenir. Kur farkı ne bir mal satışıdır ne de bir hizmet ifasıdır. Bu nedenle kur farkı için belge düzenlenmesine gerek yoktur. Öte yandan kur farkını doğuran, fatura düzenlenmesini gerektirir sözleşme yabancı para cinsinden yapılmıştır. Alım satımla ilgili olarak düzenlenen faturada da işlemin döviz karşılığı yazılmışsa veya fatura yabancı para cinsinden düzenlenmişse ayrıca kur farkı için belge düzenlenmesine gerek olmadığı görüşündeyiz. Zira düzenlenen faturada alıcının borçlandığı meblağ yabancı bir para cinsinden gösterilmiştir. Alıcı ancak söz konusu bedeli satıcıya ödemek suretiyle borçtan kurtulacaktır. Kaldı ki dalgalı kur rejimlerinde, döviz kurları sürekli hareket göstermektedir. Döviz kurları gün içinde dahi aşağı ve yukarı yönlü hareketler gösterebilmektedir. Döviz kurlarının hareket göstermesi ise kur farklarının doğmasına yol açmaktadır. Sürekli doğan kur farkları için belge düzenlemek gereksiz yere kırtasiyecilik yaratan bir uygulamadır. Öte yandan yabancı kökenli bazı yazılım programlarında, kur farkları ile ilgili olarak fatura düzenlenmesi konusunun program standardında olmaması nedeniyle sorunlar yaşanmaktadır. Gereksiz kırtasiyeciliğe yol açan kur farkları için belge düzenlenmesi konusunun bir yararı olduğunu düşünmüyoruz.

  
605 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın