Boşanma karşılığında tazminat olarak intikal eden menkul ve gayrimenkul malların, veraset ve intikal vergisinin konusuna girmeyeceği hk. Sayı: B.07.0.GEL.0.60/6026-107-31476 T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelirler Genel Müdürlüğü TARİH : 02.09.1998 SAYI : B.07.0.GEL.0.60/6026-107-31476 KONU : Boşanma karşılığında tazminat olarak intikal eden menkul ve gayrimenkul malların, veraset ve intikal vergisinin konusuna girmeyeceği hk. İZMİR VALİLİĞİNE (Defterdarlık : Vasıtalı Vergiler Gelir Müdürlüğü)
İLGİ: 21.05.1998 gün ve DEF.0.35.12/VRS.031.890/360 sayılı yazınız.
İlgide kayıtlı yazınız ve ekini oluşturan özelge ile aynı konuda mükellefin Bakanlığımıza vermiş olduğu bir örneği ekli dilekçe ve eklerinin incelenmesinden aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek duyulmuştur.
Bilindiği üzere; 7338 sayılı veraset ve intikal vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, "Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye'de bulunan malların veraset tarikiyle veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikali veraset ve intikal vergisine tabidir." denilmektedir.
Aynı Kanunun 2'inci maddesinin (d) fıkrasında da, ivazsız intikal tabirinin, hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları ifade ettiği açıklanmış, maddenin parantez içindeki hükmü ile de maddi ve manevi bir zarara karşılık verilen tazminatların ivazsız intikal mahiyetinde sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlere göre, malların veraset yoluyla veya her ne suretle olursa olsun ivazsız bir şekilde bir şahıstan diğer şahısa intikali veraset ve intikali vergisine tabi olup, verginin mükellefi olabilmesi ve kendisinden beyanname istenebilmesi için veraset yolu ile veya ne suretle olursa olsun ivazsız bir şekilde mal intikal etmesi gerekmektedir.
Anılan madde hükmünde açıklandığı üzere, ivazsız intikaller veraset ve intikal vergisinin konusuna girmekte, ivazlı intikaller ise, bu vergiye tabi olmamaktadır.
"İvaz" sözlük anlamında "karşılık" deyimini ifade etmekle beraber, "eda" veya "edim" olarak da kullanılmaktadır.
İvazlarına göre, hukuki muameleler "ivazlı hukuki muameleler" ve "ivazsız hukuki muameleler" biçiminde bir ayrıma tabi tutulabilirler.
Bir kimsenin edindiği istifadeye karşı, bir yükümlülük altına girmediği muameleler, "ivazsız hukuki muameleler" dir. Hibe (bağışlama) durumunda kendisine bir şey bağışlanan kimse, mamelekinden bir şey çıkmadan veya kişisel bir yükümlülüğe girmeden bir malın mülkiyetini iktisap etmektedir.
Bir kimsenin edindiği istifadeye karşı, bir yükümlülük altına girdiği hukuki muameleler ise "ivazlı hukuki muameleler"dir.
Diğer taraftan, Medeni Kanunun 143 üncü maddesinde "Mevcut ve hatta muntazar bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kabahatsiz karı veya kocanın, kabahatli olan taraftan münasip maddi bir tazminat talebine hakkı vardır. Bundan başka boşanmaya sebebiyet vermiş olan hadiseler kabahatsiz karı veya kocanın şahsi menfaatlerini ağır bir surette haleldar etmiş ise, hakim manevi tazminat namiyle muayyen bir meblağ dahi hükmedebilir" denilmektedir. Aynı kanunun 150 nci maddesinin 5 numaralı bendinde ise boşanma veya ayrılığın fer'i hükümlerine dair iki taraf arasında aktedilen mukavelat hakimin tasdikine iktiran etmedikçe muteber olmayacağı öngörülmektedir.
Olayımızda, ..... Mahkemesinin Esas No: .... Karar No: ..... sayılı boşanma kararı ile tarafların boşanmalarına, eşler arasında düzenlenen protokole göre, kocanın sahibi bulunduğu menkul ve gayrimenkul malların .....'na intikal ettirileceğine karar verilmiş ve mahkeme tarafından protokol kabul edilmiştir.
Bu itibarla, .... Mahkemesinde ..... ile .....'nun boşanmalarına karar verilmiş ve boşanmanın fer'i hükümleri çerçevisinde, medeni kanunun 150/5 maddesi hükmü uyarınca söz konusu sözleşme hükümlerinin gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Bu açıklamalar çerçevesinde, protokolde belirtilen mallar .....'dan .....'na boşanma koşulu karşılığında bir tazminat olarak intikal etmiştir. Dolayısıyla da ortada ivazlı bir intikalin varlığı söz konusu olduğundan, veraset ve intikal vergisinin konusuna girmemektedir.
Bilgi edinilmesini, konunun yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirilerek gereğinin yapılmasını ve sonucundan ..... tarihili dilekçesine cevaben mükellefe ve Bakanlığımıza bilgi verilmesini rica ederim.
Bakan a. Daire Başkanı |
|